Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Kendini Bulmaktır Tarzını Bulmak


Kendini tanımak,  ruhunu tanımak, kusurlarını tanımak,  kendini bilmek ve kendini bilerek yönetmek. Aslında stil dediğimiz şey yaşama tarzımızdır. Her stil kelimesini duyduğumuzda aklımızda ilk canlanan elbette giyimdir ancak giyim bu pastanın sadece bir dilimidir. Bu pastanın geri kalanını ise yediğimiz yemeklerden tutunda gezdiğimiz yerlere kadar birçok şey tamamlıyor. Sınırsız bir pasta da diyebiliriz buna.   

Eğer hayattan, kendinizden, çevrenizden,  her şeyden herkesten ne istediğinizi, ne kadar istediğinizi biliyorsanız sizin zaten bir stiliniz vardır. Bunu hayatınızın her alanına taşıyabilirsiniz.  Durun bir düşünün gerçekten neyi seviyorsunuz? Mesela en çok hangi rengi seviyorsunuz? En çok hangi kıyafetinizin içinde mutlusunuz? Size en çok yakıştığını düşündüğünüz parça hangisi?  Hiç sıradan olmanın dışına çıktınız mı? Açın bakın dolabınıza. Kıyafetleriniz her on kadından dokuzunun dolabında var mı? O zaman siz bir stil sahibi değil iyi bir takipçi oluyorsunuz.
Tüm kombinlerimi Youtube Kanalımdan Stil Öneri Eşliğinde İzleyebilirsiniz. Tıklayın..


Yine de durum o kadar vahim değil. Geçmişe dönüp baktığımız da insanların modayı daha körü körüne bir bakış açısıyla değerlendirdiğini görüyoruz. Bir zamanlar moda tutkunu olmuş insanlar yüksek kesimlerde veya önemli kişilerde gördükleri saç stillerini, giydikleri ayakkabıları, taktıkları küpeleri, kolyeleri alır hemen bu akımın bir neferi olmak için yarışırlardı.  Bir kişinin farkında olmadan meydana getirdiği akım taklit edilmesiyle birlikte bir stil haline gelirdi.  Eskiden moda biraz da kolaya kaçmaktı. Nasılsa birileri yeni bir şeyler yapıyor diye kimse kafasını bu işlerle yormuyordu. 

Önemli olan değişimlere ne hızla ayak uydurulduğuydu.  Ancak her değişime ayak uydurmak değişmek demek değildir. Her yeni şey de bize ait olmaz her zaman. Taklitler aslını yaşatacaktır.

Neden kendi aslınızı ortaya çıkartmak yerine başka birini kopyalayasınız ki? 

Bu size bir şey katmayacaktır aksine ilk intibaınızı yerle bir edecektir. Ki ilk intiba dediğimiz şey hayatımızın her alanında çok çok önemli bir yere sahiptir. Biz insanlar gördüklerimizin büyüsüne daha çok kapılırız. Gördüğümüz şey bizi etkiledikten sonra ötesiyle berisiyle ilgileniriz. Aksi durumda arkası bizi hiç mi hiç ilgilendirmez.  Ve kendimiz olmak varken bir başkası gibi olarak neden aslımızı öldürüyoruz ki?

Aslında temelde amaç beğenilmektir. Beğendiğimiz şeyleri beğenilmek için araç olarak kullanmak her zaman doğru bir yol olmaz. Ona kendinizden bir şey katmalısınız.  İlk her zaman ilk olduğunda güzeldir. İkincisi, üçüncüsü hatta yüz yirmi birincisi dahi ilk etkiyi asla vermeyecektir. İlk kez tadılan bir tatlı bir yemek bile ikincisinde aynı hazzı vermeyecektir. Tıpkı bunun gibi hayattaki tüm tekrarlar da bu kadere mahkûmdur.


Sözün özü benim de bir stilim var diyorsanız bunu yansıtın. Mesela her zaman aynı olmayın. İnsanları şaşırttın. Sizden beklenenin dışına çıkın. Ruh haliniz neyse, nasılsa öyle olun. Ruhunuzu yansıtın. Üzgünseniz, canınız sıkkınsa giyin siyahları kahveleri, içinizde kelebekler pır pır ediyorsa, yüreğiniz ağzınızda atıyorsa, mutluluktan deli olmuşsanız giyin sarıları pembeleri.

Renklerin de dili vardır. Bırakın onlar da konuşsun.

Konuk Yazar: Seher Beysülen
Instagram: seherbeysulen


Hiç yorum yok :

Yorum Gönder