Beş kuşak aynı gelinliği giyer mi? Ninemin ninesinden
intikal eden bir gelinlik anneme ve bana kadar
intikal ediyorsa, niye giyilmesin. Zevkle giyilir. O zamanki gelinlikler,
folklorik Türk kültürünün esintilerini taşır. İpek kumaşlar, sırmalar,
rengarenk tüller. Şimdi batıya öykünüyoruz ya; Batı stili feminen algıların
yansıtıldığı, bembeyaz gelinlikler gündemde. Bu tarz gelinliklerde masumiyet
kayboluyor. Oysa bizim kültürümüzün
gelinliği, motiflerle süslü bir kaftan. Zarafeti, asaleti ve şıklığıyla biz
kadınlara yakışan.
Elbette giyilir babaannemin, babaannesinden
kalan bir kaftan, annemden bana intikal eden, bir gelinliği neden giymeyelim.
Birkaç dokunuşla kızım da giysin, kızımın kızı da giysin. Bir gelinliği, beş
kuşak değil; yedi kuşak bile giyebilir. Ata yadigarı böyle bir gelinlik; hem
otantik, hem mistik, hem etnik, hem antik, hem de klasik, hem folklorik bir
değer taşımıyor mu!.. Yedi batın öncesi atalarımızdan soy soyluyor, boy
boyluyor.
Şuurlandıkça müslüman, özüne dönüyor insan.
Yemesi, içmesi, giyim kuşamıyla kendi kültürünü yaşamak istiyor insan. Gelinlik
de mirastır bizlere... Ninelerimizden kalan işlemeli bir gelinlik, bir kaftan,
dedemizden kalan bir silah, babamızdan kalan bir gümüş, köstekli saat ve
annelerimizden den kalan, ipek mendiller, şallar, yaşmaklar.
Türkan Eraslankılıç
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder