Bir gerçeği şekillendiren o gerçeğin özünü
oluşturan onun ölçüsüdür. Görünen ölçüsü elle tutulan, gözle görülen onun
matematiksel ölçüsü ve bir geometrisidir. O gerçeğin ruhunu yansıtan ölçüsü
ise; dini, ahlaki ve manevi değeridir. Doğru şekil dediğimiz zaman doğruluk
ölçeklerinde oluşturulmuş şekilden söz edebiliriz. İyi bir şekil dediğimiz
zaman, iyilik ölçeklerinde bir şekli düşünürüz.
Güzel bir şekil ise aynı mantıkla güzellik
ölçeklerine uygun bir şekil aklımıza gelmektedir. Esas olan ölçüdür. Ölçü
tektir. Fakat şekil ve bütün şekiller o ölçüye uyandır. Bu bir giysidir. Bu bir
yiyecektir. Bu bir duruştur ve davranıştır. İnsanlar şekliyle değil, duruş ve
davranışlarına göre yargılanır. Doğru, iyi ve güzel davranış ölçülü olan
Kuran'la kuşanılmış ve kuşatılmış bir ölçüdür.
Kıyafet bir bütün olduğu için başımızı
örttüğümüz başörtüsünün de elbisemize ve genel kıyafetimize uygun düşmesine
özen gösteririz. Müslümanlar ve tesettür hassasiyeti gösteren kadınlar da nasıl
bir baş örtüsü kullanmalıyım, ve ne şekilde tesettürlü olmalıyım dendiğinde
elbette kendi tercihleri olacaktır. Ben inanıyorum ki Kuran'ın ölçüsüne uyanlar
Allah'ın rızasını kazanarak mutlu olacaklardır.
Bir karadenizliyi neden peştemal
giyiyorsun, bir ingiliz müslüman kadına neden pardösü giyiyorsun, bir İranlı
kadına neden çarşaf giyiyorsun, bir Pakistanlı kadına neden ferece giyiyorsun,
bir Afganlı kadına neden burka giyiyorsun gibi onları sorgulama hakkımız
yoktur. Biz sadece kıyafetin şekline değil, tesettür ölçülerine bakarız. Yine
de diğer insanların giyim tercihlerini kendilerine bırakırız. Kur'an
ölçüleriyle ölçülü ise, bir kıyafeti tesettüre uygun buluruz. Değilse bu
tesettürdür diyemeyiz. Onun için şekli bir kavramı kullanmak yerine ölçü
kavramını yeğleriz.
Allah cümlemizi hidayete erdirsin ve bizi
salih kullardan eylesin.
Türkan Eraslankılıç
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder