Ben bir kadınım... Dişiliğimle değil, kişiliğimle kimlik bulan, her türlü olumsuzluklara karşı, her türlü sıkıntı ve acılara karşı ayaklarının üzerinde dimdik duran bir kadınım ben. Çalışan, çabalayan, asla umutsuzluğa düşmeyen, geleceğe umutla bakan, Allah'ın kadın olarak lütfettiği nimetlere şükreden, O'na nankörlük etmeden kulluk görevlerini yerine getiren, duygulu, duyarlı, dengeli, tutarlı bir insan olmakla birlikte, kadının cahiliye toplumlarındaki gibi adı olmasa da, adalet ve ahlak yüceliğinde varlığını topluma kabul ettiren, bilgili, birikimli olmaya kendini adamış, doğrulukta, güzellikte ve iyilikte milyonlarca ışık saçan yıldızlar arasında gökyüzünde kutup yıldızı gibi parıldayan bir kadınım ben...
Ben bir kadınım... Daha bebekliğimde pembe zıbınlar giydirilip, çaputlara sarılmış, sarmalanmış, kundaklanmış, çocukluğumda çaputtan bez bebeklerle oynamış, genç kızlığımda pembe hayaller içinde beyaz gelinlikler giymiş, hayallerinin içine rüyalarını da katarak, anne olacağı günler için mutluluğu aramış bir insan; Havva anamızdan bu yana kadınlık değerlerini düşürmeyen, insanlık değerlerini yüceltmeyi şiar edinmiş, gelmiş geçmiş bütün kadınların nazarını üstünde hisseden, kötülüklerle, çirkinliklerle, yanlışlıklarla savaşan, onuruyla yaşayan bir kadınım ben.
Ben bir kadınım... Aile hayatını toplumun sevgi çekirdeği olarak gören, yuvayı sevgi, şefkat ve merhamet kucağı olarak kabul eden, sevgi ve kaynaşmayı İslami, insani, vicdani değerlerle ölçen, sevgiyi saygıyla, saygıyı sevgiyle birleştiren, içtiğimiz bir yudum suyun, yediğimiz bir lokma ekmeğin bir aile saadeti içinde daha da anlam kazandığını bilen, her şeyin birlik ve beraberlikle bereketlendiğine inanan bir kadınım ben.
Ben bir kadınım... Ağalık ve aşiret düzeninde bir maraba, köyünden, kasabasından ekmek parası için doğudan batıya göç ederek, yazın yakıcı ve kavurucu sıcaklarını bütün gün yiyen, güneşi tepesinde hissederek tarlalarda çapa sallayan, ekin biçen, pamuk toplayan yazlık bir ırgat, çölde, sevginin, şefkatin, merhametin olmadığı, insanlığın bittiği yerde, aç ve susuz çocuğuyla birlikte bir annenin ve bir kadının gözyaşlarına eşlik eden bir insan ve bir kadınım ben.
Ben bir kadınım... Nice zulme uğrayan, sömürülen, cinsel istismara açık, cinsel meta haline getirilmek istenen, barda, pavyonda, meyhanede meze, sokakta cinsel obje olmaya sürüklenen kadın mafyasına şiddetle karşı duran, kadına yapılan hileler ve tuzaklar karşısında uyaran, iffeti ve namusu için, katil olan, hayatını yakan ömrünü hapishanelerde geçiren kader mahkumu kadınlara arka çıkan, savunan, kötülerle savaşmak yerine kötülük bataklıklarını kurutmak isteyen bir insan ve bir kadınım ben.
Ben bir kadınım.. Kadına, insana, her tür canlıya, varlıklara karşı hakkaniyetle yaklaşan, her türlü şiddete karşı duran, kadının şiddetle yan yana durmasını ve aynı zamanda kadınları sığıntı evlerinde sığıntı olarak görmek istemeyen, senede bir gün kadınlar günü için, kadınlara yapılan şiddeti anlatarak kutlama yaptıklarını sananlara inat, kadını ve insani değerleri her an, hayat boyunca kadınların ulviyetini inanç ve ahlak boyutunda insani ve vicdani değerlere taşımayı kendisine görev saymış bir insan ve bir kadınım ben.
Ben bir kadınım... Kadının değeri insanlık değeriyle değer bulur. İnsanlık değeri ancak de, kadınlık değeriyle oluşur. Bir bebeğin gülüşü annesindendir. Bir kadının mutlu oluşu annelik duygusundandır. Bir erkeğin sükun buluşu karısındandır. Bir ailenin huzur buluşu yuvasındandır. Öyle bir inancım var ki; Amentüye dayalıdır. Herşeyde bir hayır vardır; şerde de bir hayır vardır. Yaşadığım ve yaşamakta olduğum, geleceğimde de bir hayır vardır. Bir kadın önce insan sonra kadın oluyorsa eğer, İnancı ve ahlakıyla yaşıyorsa eğer, onun için asla korku yoktur, umutsuzluk yoktur, ezilmek yoktur, onursuzluk, şerefsizlik yoktur... Çünkü Allah onunla beraberdir. İşte ben öyle bir anne, öyle bir insan, öyle bir kadınım ben.
Türkan Eraslankılıç
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder