Kış başlarında bir çoğumuz genellikle havanın griliğinden,
bulutların simsiyahlığından, esen fırtınadan, bir yalnızlık, bir hiçlik, bir
güçsüzlük çekeriz. Bu ruhsal durumumuzu iklime ve mevsime bağlamasını da
biliriz. Bu bir dereceye kadar doğru olsa da, içe kapanıklığın ve depresyonun tek sebebi bu olmayabilir.
"Kış geldi, havalar grileşti, duygularımız depreşti" der ve geçiştiririz.
Bazen iyi niyetimize
karşılık bulamayız. Ufak tefek olarak adlandırdığımız can sıkıcı şeyleri
de "Aaamaaan sen de bu da geçer" çıkışıyla haksızlıklar karşısında
bile ses çıkarmamayı yeğleriz. Yüzümüzün, kalbimizin yumuşaklığı bizim ceberrut
olmanızı engeller. Karşımızdaki kişinin yüz kızartıcı ayıbını yüzüne vurmaktan
çekiniriz. Böylece hak arama, kafa tutma ve isyan duygularımızı bastırır,
öteliriz. Oysa herşey bilinçaltımızda yuvalannakta ve bir örgüt gibi bünyemizi
sarmakta. "Hep haksızlıklar beni mi buluyor" diyerek, biraz da
kendimizi sorguya çekeriz.
Çoğumuz uykusuzluk problemleriyle karşı karşıya kalırız.
Özellikle biz kadınlar bir türlü deliksiz uykuya kendimizi teslim edemeyiz.
Yarım yamalak uykuyla sabahı zor ederiz. Bir o yana bir buyana döner, doluyu
boşa, boşu doluya koymaya çalışırız. Bilinç altımızdaki bastırılmış duygular
artık kuluçkadan çıkmış, faaliyettedir. Unutursunuz artık uykuyu, uyumak nedir bilemezsiniz!..
Hele çocukluğumuzda yaşadığımız o hırpalanmış duygularımız
yok mu!.. Hepimizde vardır. Çocukluğumuzda kışları evimizde harıl harıl yanan sıcak sobanın yanında ders çalışırken,
üzerimize tatlı bir rehavet çökünce,
elimizde ders kitabı, nasıl uyuyup kaldığımızı bir düşünün!.. Böyle bir
durumdayken bir üvey annenin soba maşasıyla başına vurarak "Kalk yatağına
yat, seni kaldıramam" dediği, ilkokul birinci sınıfa giden küçük kız artık
büyümüş, okumuş, evlenmiş, anne olmuş bir kadındır. Oysa onun yakasını bilinç altındaki hırpalanmış ve yaralanmış
duyguları bırakmamıştır. Uykusuzluğun tek sebebi ne kış, ne kar, ne de fırtınadır;
belki de çocukluğunda sıcak soba başında, mışıl mışıl uyurken küçük kızın
başına vurulan metal bir maşadır.
Türkan Eraslankılıç
Harika yazmışsınız yine 😢
YanıtlaSilOkadar güzel ve icten anlatmişsınizki tebrik ediyorum sizi gerckten cok tşkrler
YanıtlaSilÜrperdim doğrusu. Finali muhteşem yazmışsısınız. yüreğinize sağlık.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim.
YanıtlaSil