Giyim kuşamda, kadın zaaflarına yenik düşüp
nefsin hevasına göre mi kıyafetini belirleyecek, yoksa kadınlık değerlerini
olması gerektiği gibi yaşayıp yansıtan bir kadın olarak mı kıyafetini
belirleyecektir. Bu durum, her kadına göre değişiklik gösterse de inanan
kadınların en büyük özelliği, iffetini takvayla süslemesidir. Kadın, kadınlık
sorumluluğuyla önce kendisini kem gözlerden koruyacak, aynı zamanda da fitne ve
fesada karşı giyim kuşamında, tavır ve davranışlarında kendisine çeki düzen
vermesini bilecektir.
Şuurlu kadınlar, sorumluluğu en üst noktada
taşıyan ve inanç duyarlılığı içinde, yaşam kültürüne değerler katan kadın
demektir. Giyim kuşam, medeniyetin insan üzerindeki etik ve estetik bir görünümüdür.
Nasıl giyinir ve kuşanırsak, öyle davranırız. Davranışlarımızı bir anlamda
kıyafetlerimiz belirler. Açık saçık elbiseler giyinmekle, kapalı kıyafetler
giyinmenin arasında dağlar kadar fark vardır.
Temel felsefe olarak baktığımızda, açılmak
için giyinilmez. Zaten adı üstünde açılmak, örtüyü üzerinden atmak anlamına
gelir. Örtünmek ise, insanlık onurunu koruyucu, kadınlık iffetine herhangi bir
olumsuzluk gelmemesi adına iradeyi nefsin hevasına ipotek etmemek anlamına
gelir.
Kadınlar için estetik giyinmenin çıkış
noktası inanç ve kültür değerleridir. Okumuş, mürekkep yalamış şuurlu bir
kadın, moda diye başkasının giyim zevkine ortak olamaz. Kendi kimliği, kendi
kişiliği, kendi giyim zevki ve kendi anlayışına göre kendisine yakışan bir
kıyafet belirliyecektir.
Şuurlu kadın giydikleriyle, kullandığı
aksesuarlarıyla nefsi bir abartı içinde olmayacak ve davranışlarını da inancın
getirdiği değerlerle izah edecektir. Şuurlu kadın ktıyafet seçimini yaparken
sadelikten asla vazgeçmediği gibi, seçenekleriyle kendi naturasına yakışanı
giyecek, aynı zamanda da estetik tatmin duygusunu yaşayarak, asaletinde ve
zarafetinde ısrarcı olacaktır.
Türkan Eraslankılıç
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder