İnanan ve inandığını hakkıyla yaşamak
isteyen müslüman kadın ve erkekler kıyafet ve davranışlarına azami derecede
dikkat gösterirler. Kadınlarımız yaratılıştan cezbedici özelliklere sahip
olduğundan erkeklerden de giyim kuşam ve davranışlar konusunda daha çok
hassasiyet göstermeleri çok doğaldır.
Kitabımız Kuran'da müslümün kadınların
giyim kuşamıyla ilgili tesettür ayetleri dikkat çekicidir. Kur'an kıyafetle
ilgili ölçü verir. O ölçüye göre müslüman kadınlar da giyim kuşam ve
davranışlarına özen gösterirler. Dinimizdeki hüküm ise; Kadınların vücut
hatlarının belli olmayacak herhangi bir elbise ile örtünmesi farzdır.
Giyinme konusunda elbette işin fıkhi
yönüyle ilgili kısmını ilahiyatçı hocalarımızdan bütün ayrıntılarıyla
öğreniyoruz. Biz giyim kuşamın daha çok işin sosyal yönüyle olan kısmına
bakarsak, kullandığımız kıyafetlerin en başta inandığımız değerleri hakkıyla
yansıtacak ve asla değerlerimize ters düşmeyecek şekilde olmalarına dikkat
ederiz. Daha doğrusu; doğru düzgün giyinmek kadının da erkeğin de ihtiyacıdır.
Elbette inanan ve takva sahibi olan bir müslüman, evinde, mahreminde kullandığı
kıyafetiyle, yani ev kıyafetleriyle, dışarıya çıktığında, kullandığı sokak ya
da işyeri kıyafeti farklı olacaktır.
Mahremimizin dışında kullandığımız bütün
kıyafetler, hem tesettür ölçülerini karşılaması, hem de şatafattan, abartıdan
uzak, fakat elaleme karşı da bizi küçük düşürecek bir giysi olmamasına özen
göstermeliyiz.
Özellikle kadınlarımız üzerinde taşıdığı elbisesiyle,
aksesuarlarıyla yanlış bir algı oluşturacak değerlerden kaçınmalı ve toplumu
rahatsız edecek davranışlardan da ahlaken uzak durmalıdır. Her zaman kıyafet
denince aklımıza hemen üzerimize giyindiğimiz elbisemiz gelir. Oysa
üzerimizdeki giysi kadar, hal ve hareketlerimiz de bir imaj ve bir algı
oluşturur. Bu imaj ve algı, iyi ya da kötü bir zihniyeti yansıtır. Müslüman
kadının zihniyeti iffet kavramında şıklığı, zerafeti ve asaleti aynı çizgide
buluşturabilmesidir. Özellikle tesettürlü kadınlar kendisine bir elbise
düşünürken stil ve modelde sadeliği seçmelidir. Bir elbisenin tasarımında
gereksiz dokunuşlar, kullanılan metaryal ve aksesuarlar da bazen bütünüyle
sadeliği bozan şeylerdir.
Nasıl ki inanan bir kadın; giyim kuşamda
tesettürü kendine şiar ediniyorsa, başta Allah’ın rızasını kazanmak içindir.
Tesettürü istiyerek ve severek kendi nefsinde uygulaması onun takva yolunu
seçmesindendir. Yine inanan bir kadın toplum içindeki davranışlarını taşıdığı
kıyafetin gereği gibi düşünerek, daha edepli, daha seviyeli ve daha bilinçli
olmak durumundadır. Hem üzerimizde taşıdığımız giysi ve aksesuarlarımızın
tesettüre uygun olması, hem de davranışlarımızın, hal ve hareketlerimizin,
adabı muaşerete de uygun olması gerekir.
Bunun dışında biz kadınların ilim
irfan sahibi olması, yaptığımız bir işin hakkını vererek, hakkımızda iyi
şeylerin konuşulması, ismimizin yüceltilmesi ve asla kirletilmemesi de şiarımız
olmalıdır. İçinde bulunduğumuz Kutsal Ramazan ayında giyim kuşamımıza azami hassasiyeti
göstermeliyiz. İnanan insan kadın olsun, erkek olsun öncelikli olarak,
kendisine takva elbisesi edinmelidir. Ayrıca elbisenin, aksesuarın, hatta
davranışların teşhirciliğe girmemesi ve ziynetini İslami esaslarla
zenginleştirmesi onu huzurlu ve mutlu eder.
"Özellikle kadınlarımız üzerinde taşıdığı
elbisesiyle, aksesuarlarıyla yanlış bir algı oluşturacak değerlerden kaçınmalı
ve toplumu rahatsız edecek davranışlardan da ahlaken uzak durmalıdır."
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder