Fakir bir ailenin çocuğuydum diyordu
ilkokul öğretmenim benim. Yokluğun da bir değeri, fakirliğin de bir rütbesi
vardı diyerek söze başlıyor, eski zamanlardan, anılardan, bayramlardan söz
ediyordu. O kadar tatlı anlatıyordu ki, bütün sınıf onu can kulağıyla
dinliyordu. O şöyle diyordu;
"İnsanlar birbirlerine
maddiyatla değil, kalbiyle yaklaşıyordu çocukluğumuzda. Zengin fakire tepeden
bakmaz, fakir de zengin karşısında iki büklüm olarak eğilmezdi. O zamanlar
zenginlik sıhhat ve afiyetti. Seven ve sevilen kalpti zenginlik. Güleryüz,
gülümsemeydi zenginlik. Bayram gelmeden bayramlıklar alınırdı alınmasına ama,
bir takım düzülmezdi. Bir bayramda sadece bir elbise, ya da sadece bir kazak
alınır. Bir ayakkabı, ya da bir nakışlı yemeni bizim yüzümüzün gülümsemesine
yeterdi. Önceki bayram alınan bir parçayla bu bayram için alınan bir parça
kombinlenir, üzerimizde taşıdığımız yeni alınan bayramlık parçanın mutluluğu,
yüzümüzden okunurdu açıkcası."
"Bir arife günüydü. Evde bayram
hazırlıkları yapılıyor, bizim evde aynı zamanda un helvası kavruluyordu. Zaman
zaman un helvasının kokusu burnumda tüter, ah olsa da un helvası yesek
derim. Bu koku bütün mahalleye yayılırdı. Helva piştiğinde de komşulara
dağıtılırdı. Böyle bir günde komşumuz Ayşe teyze elinde bir paket, benim
yaşıtım olan Fatma'yla bize gelmişti. Annem misafirlerimizi güleryüzle
karşıladı. Ayşe teyze divana oturur oturmaz elindeki paketi açtı. Gayet
mütevazi bir şekilde Meryem'e bu bayram biz bir hediye düşündük. Fatma ile
Meryem iyi arkadaşlar ve ikiz kardeş gibiler. Fatma'ya aldığımız elbisenin
aynısını Meryem'e de aldık dediler. Kırmızı bir elbise, kırmızı bir ayakkabıyı
paketten çıktığını görür görmez kalbim duracak gibiydi. Bu bayram yeni alınmış bir
bayramlığım da yoktu. İsabet oldu. Kalp kalbi bulurmuş derler ya sanki Ayşe
teyze kalbimi okumuştu. O anki sevincimi anlatamam..."
Eski zaman insanları başkaydı. Eski zaman
aşkları, eski zaman aşıkları bambaşkaydı. Gönül hatır nedir, bilinirdi. Kırmızı
bir bayramlık elbise bütün gönülleri fethederdi. Bayramlık elbise, bayram
boyunca gülümsemedir. İhtiyacı olan bir kimseye bayramlık elbise almak, seni
seviyoruz demektir. İyi bir insan olmak, iyi kalpli olmaktır. İyi kalpli olmak
bir yoksulu, bir yetimi, bir engelliyi, bir öğrenciyi bayramlıklarla
sevindirmektir.
Bütün okuyucularıma ve takipçilerime
hayırlı bayramlar diliyorum.
Türkan Eraslankılıç
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder