Yıllar önce sinemalarda orjinal adı
"Face To Face" olan ve türkçe karşılığı "Yüz Yüze"
olan bir film oynatılıyordu. Filmde yüzleşmenin ne demek olduğunu kendi
içindeki anektodlarıyla seyirciye ustaca anlatılımıştı. Bu filmde batı kültürü
bir nevi yeriliyor, ama doğrusu da müphem bir şekilde seyircinin sağduyusuna
bırakılıyordu. "Yüz Yüze" film afişi de çok ilgimi çekmişti doğrusu.
Burada insan bir anlamda kendisiyle yüzleşmeliydi. Kendisini sorgulamalı ve
aynı zamanda olduğu gibi olmalı, kıyafetleriyle de başkasını yanıltmamalıydı.
Ne yazık ki kendisiyle yüzleşmeyen bir insan başkasıyla bir iletişim de
kuramıyordu. Çünkü davranışları samimi olmayınca, aslında yapmacıklığı
sırıtıyor ve iki yüzlülüğü suratından kötü bir makyaj gibi akıyordu.
Evde iken, sabahleyin lavaboya
koştuğumuzda, alel acele yüzümüzü yıkadığımızda ve dişlerimizi fırçalarken bile
aynaya dikkatlice bakmayız. Baksak bile karşımızdakinin biz olduğunu bile
farketmeyiz. Çünkü aynaya bakma işlemimiz yüzümüzü yıkamak ve dişlerimizi
fırçalamaktan öteye bir amaç taşımaz. Oysa aynaya baktığımızda "Ben kimim,
ben neyin nesiyim" şairene ve felsefi bir soruyu kendi kendimize sorsak
nasıl bir duygu yaşarız. Güne kendimizi nasıl hazırlarız!.. Ev içinde kendimize
çeki düzen vermezken, dışarıya çıkarken aynanın karşısına geçip, dakikalarca
başörtümüzü ve kıyafetimizi düzeltir, kendimize yakışır bir takım işlemlere
vakit harcarız. Yine aynı durumda giyindiğimiz kıyafetimiz, üzerimizde nasıl
duruyor, aynı zamanda gideceğimiz yere göre bir uygunluk gösteriyor mu diye
bütün varlığımızla yüzleşiriz. Bunu hepimiz yaparız.
Asıl yüzleşmemiz; iyi bir insan mıyız,
vicdanlı mıyız, Allah'ın emirlerini yerine getirebiliyor muyuz? Kulluk
görevimizi yapabiliyor, namazda, niyazda, Allah'a karşı yüzleşebiliyor muyuz?
İşte o zaman kendimizle yüzleşmiş sayılırız. Bu açıdan da kıyafetimizi
içimizdeki güzel duygularla eşitlemek isteriz. Yanlış bir imaj içinde olmaktan
da kaçınırız. Aynaya baktığımızda, yüz yüze geldiğimizde, görüntü olarak da, iç
dünyamızdaki iyilik yapma iradesiyle de yüzleşmek, sonra da gönül rahatlığıyla
hareket etmek bize gücümüze güç, güzelliğimize güzellik, zerafetimize zerafet
katacağına inanırız. Yüzleşmek böyle bir şeydir işte. Giyim kuşamımızın görsel
vurgusu, aynı zamanda iç güzelliğimizin yüze vuruşu ve ışıltısıyla
birleştiğinde sorumuzun cevabını da vermiş oluruz kendi kendimize.
Türkan Eraslankılıç
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder