Bir kişi yeme içmedeki tercihlerinde
kendisi için hangisinin sağlıklı ve yararlı olabileceğini zamanla öğrenebiliyor
ve tecrübe edebiliyor. Ona göre seçimini yapabiliyorsa, giydiği elbisenin,
kullandığı takı ve aksesuarların kombinasyonunda kendisine yakışacak olan
parçaları ve kombin elementlerinin neler olabileceğini de bilmede zorluk
çekmez. Asıl önemli olan püf nokta, neyi nerede ve ne şekilde giyinip
kuşandığımızdır. Özellikle kadınların bu konuda çok hassas ve titiz
olduğunu söyleyebiliriz.
Evde, ofiste, hasta ziyaretinde,
mevlidlerde, bir iş görüşmesinde, nişan, düğün ve eğlencenin olduğu zaman
ve mekanlarda da kıyafet tutumu çok önem arzeder. Bu kıyafet senenin
modasıdır, bunu giyinip gideyim demek kolaycılık olduğu gibi, bulunduğu yerde
antipatik bir imaj da oluşturabilir. Asıl mesele modaya göre değil, ortama göre
giyinmeyi bilmektir. Bir de kadın sezgisi vardır ki; o da öngörüdür.
Gidilecek yerde kimler olabilir, onların statüsü, inanç değerleri, yaş faktörü,
kimler ne tür kıyafetlerle gelebileceği tahmin edilebilirse, işte o zaman
giyimde orta yolu bulmak kolaylaşır.
Zaten modaya teslim olmak demek, modaya
tutkun kimselerin aynı kıyafetlerle bir ortamda buluşması demektir ki bu da o
kişiyi toplum içinde sıradanlaştırır. Asıl iş bir kişinin kendi karekterini,
kimlik ve kişilik değerlerini hesaba katarak, öngörülerini ve giyim zevkini de
harekete geçirerek, iyi ki gardırobumdan bu kıyafeti seçmişim diyebileceği bir
olguyu da yaşamış olmaktır. Bu şekilde ne birilerine benzemiş oluruz, ne de birileri
bize benzemiş olur.
Türkan Eraslankılıç
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder